26 Mart 2025 Çarşamba
Türkiye’de milyonlarca vatandaşın gözü kulağı asgari ücrete yapılacak olası bir ara zam haberinde, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in son açıklamaları ise bu tartışmalara nokta koydu. Son bir haftada yaşanan siyasi gerilimler, döviz kurlarında sert dalgalanmalara yol açarken, Türk Lirası’ndaki değer kaybı ve enflasyon endişeleri asgari ücretle ilgili beklentileri yeniden gündeme taşıdı. Ancak Şimşek, enflasyon beklentilerindeki artışın şu an için asgari ücrette ikinci bir zammı gerektirmediğini vurguladı. Peki, asgari ücrete ara zam olacak mı? Ekonomide son gelişmeler neler? İşte tüm detaylar…
Türkiye, son bir hafta içinde siyasi arenada önemli gelişmelere sahne oldu. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması öncesinde döviz kurlarında başlayan hareketlilik, piyasaları derinden etkiledi. Gözaltı haberi öncesinde 36,74 lira seviyesinde seyreden dolar/TL kuru, kısa sürede 41,1 liraya kadar yükselirken, euro/TL ise 44,58 lira gibi rekor bir seviyeye ulaştı.
Bu ani yükseliş, Türk Lirası’nda ciddi bir değer kaybına işaret ederken, ekonomi yönetimini harekete geçirdi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), döviz piyasalarına müdahale ederek satış işlemleri gerçekleştirdi ve kurları stabilize etmeye çalıştı. Yeni haftaya girildiğinde dolar/TL kuru 38 lira civarında, euro/TL ise 41 lira seviyelerinde dengelendi. Ancak bu dalgalanmalar, vatandaşın enflasyon ve hayat pahalılığı konusundaki endişelerini artırdı.
Milyonlarca vatandaşın dikkati, 3 Nisan’da Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanacak mart ayı enflasyon verisine ve 17 Nisan’da Merkez Bankası’nın vereceği faiz kararına çevrildi. Son dönemde artan enflasyon oranları, hayat pahalılığını körüklerken, vatandaşın alım gücü her geçen gün erimeye devam ediyor.
2025 yılı için asgari ücret, ocak ayında net 22.104 TL olarak belirlenmiş olsa da, bu rakamın mevcut ekonomik koşullar karşısında yeterli olup olmadığı tartışma konusu oldu. Siyasi gerilimlerin ve döviz kurlarındaki yükselişin enflasyonu tetikleyebileceği ihtimali, asgari ücrete ara zam beklentilerini güçlendirdi. Vatandaşlar, enflasyonun seyrine bağlı olarak hükümetin nasıl bir adım atacağını merakla bekliyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2025 asgari ücret zammını duyururken, ekonomik hedeflere vurgu yapmıştı. Erdoğan, “2025’i hedeflerimize uygun şekilde tamamlayarak, son yıllardaki sıkıntılarımızı tarihe gömeceğiz,” diyerek asgari ücretin 22.104 TL olarak uygulanacağını belirtmişti.
Ancak bu açıklamasında önemli bir detaya da yer vermişti: “Şayet enflasyon oranında çok ciddi bir sapma olursa tabii ki biz de buna kayıtsız kalmaz, gerekli değerlendirmeleri yaparız.” Bu sözler, vatandaşta bir ara zam umudu yaratırken, enflasyon verilerinin ve ekonomi yönetiminin tutumunun belirleyici olacağı mesajını verdi.
Sonuç olarak, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açıklamaları, asgari ücrete ikinci bir zam ihtimalini şimdilik ortadan kaldırdı. Türk Lirası’ndaki değer kaybı ve enflasyon endişeleri piyasalarda dalgalanmalara neden olsa da, ekonomi yönetimi OVP hedeflerine bağlı kalmakta kararlı. Merkez Bankası’nın döviz müdahaleleri ve yaklaşan faiz kararı, ekonominin yönünü belirleyecek kritik unsurlar arasında yer alıyor. Vatandaşın alım gücündeki erime devam ederken, gözler 3 Nisan’daki enflasyon verisine ve hükümetin bu verilere nasıl tepki vereceğine çevrildi. Asgari ücretle ilgili nihai karar, enflasyonun seyrine ve ekonomi yönetiminin politikalarına bağlı olacak.
Türkiye’de sağlık sisteminde önemli bir yenilik hayata geçirildi; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, aile hekimlerine yönelik yeni düzenlemenin Resmi Gazete’de yayımlandığını duyurdu. Bu düzenleme ile aile hekimlerinin reçete edebildiği geri ödeme kapsamındaki ilaç sayısında artış sağlandı ve birçok ilacın rapor süresi uzatıldı. Bakan Işıkhan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, hastaların ilaca erişimini kolaylaştırmayı ve sağlık hizmetlerinde pratiklik sağlamayı hedeflediklerini belirtti. İşte bu önemli gelişmenin detayları ve sağlık sistemine etkileri.
Resmi Gazete’de yayımlanan düzenleme, sağlık hizmetlerinde erişim ve kullanım kolaylığı açısından dikkat çekici yenilikler içeriyor. Bakan Işıkhan’ın açıklamasına göre, 5’i kanser ilacı olmak üzere toplam 16 ilaç geri ödeme kapsamına alındı. Bu adım, özellikle kronik hastalığı olan ve kanser tedavisi gören hastalar için büyük bir rahatlama sağlayacak.
Ayrıca, aile hekimlerinin reçete edebildiği geri ödeme kapsamındaki ilaç sayısının artırılması, hastaların hastanelerde uzun süre beklemesine gerek kalmadan ilaçlarına ulaşmasını mümkün kılacak. Bunun yanı sıra, aile hekimleri ve iç hastalıkları uzman hekimlerinin rapor düzenleyebileceği ilaç sayısında da artış yapıldı, böylece raporlu ilaç kullanımı daha erişilebilir hale geldi.
Yeni düzenleme ile geri ödeme listesine eklenen 16 ilacın 5’inin kanser tedavisinde kullanılması, bu alanda tedavi gören hastalar için umut verici bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Bakanlık, bu ilaçların arasında dirençli multipl miyelom, prostat ve cilt kanseri gibi ciddi hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçların bulunduğunu açıkladı. Ayrıca, ileri evre kronik böbrek yetmezliği, genetik periferik nörolojik bozukluklar, çocuklarda otizm spektrum bozukluğu, şizofreni, HIV-1 enfeksiyonu ve venöz yetmezlik gibi farklı sağlık sorunlarına yönelik ilaçlar da listeye dahil edildi. Bu ilaçlardan 8’inin yerli üretim olması ise Türkiye’nin sağlık sektöründeki yerli üretim kapasitesinin güçlendiğini gösteriyor.
Düzenlemenin bir diğer önemli unsuru, birçok ilacın rapor süresinin uzatılması oldu. Kronik hastalığı olan hastalar, ilaçlarını düzenli olarak kullanabilmek için belirli aralıklarla rapor yenilemek zorundaydı. Bu süreç, özellikle yaşlı veya hareket kabiliyeti kısıtlı hastalar için zorlayıcı olabiliyordu. Yeni düzenleme ile rapor sürelerinin uzatılması, hastaların bu yükten kurtulmasını ve ilaçlarına kesintisiz bir şekilde ulaşmasını sağlayacak. Bakanlık, bu adımın hasta memnuniyetini artıracağını ve sağlık sistemindeki bürokratik süreçleri azaltacağını ifade ediyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, düzenlemenin duyurusunu yaparken, “İlaçların hastalarımıza şifa olmasını temenni ediyor, vatandaşlarımıza sağlıklı bir ömür diliyorum” ifadelerine yer verdi. Bakanın bu sözleri, düzenlemenin temel amacının halk sağlığını iyileştirmek olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Işıkhan, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, hükümetin sağlık alanındaki reformlara devam edeceğini ve vatandaşların ihtiyaçlarına yönelik çözümler üretmeyi sürdüreceğini belirtti.
24 Mart 2025 Pazartesi günü piyasalar haftaya hareketli bir başlangıç yaptı; altın ve döviz fiyatları, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla ortaya çıkan belirsizlik ve dünyadaki jeopolitik sorunların etkisiyle dalgalı bir seyir izliyor.
Altın, küresel piyasalarda güvenli liman olarak görülen bir varlık olma özelliğini sürdürüyor. Geçtiğimiz hafta ons altın, 3 bin 57,31 dolar seviyesine ulaşarak tüm zamanların en yüksek değerini görmüştü. Ancak cuma gününü yüzde 0,7’lik bir düşüşle 3 bin 24 dolardan tamamlayan ons altın, bugün sabah saatlerinde yüzde 0,1 değer kaybıyla 3 bin 22 dolardan işlem görüyor.
Bu düşüşte, doların küresel çapta güçlenmesi ve yatırımcıların kâr realizasyonu etkili oldu. Yurt içinde ise gram altın, tarihinde ilk kez 4 bin lirayı aşarak dikkat çekmişti. Şu anda gram altın 3 bin 693 lira seviyesinden alıcı buluyor. Çeyrek altın 6 bin 263 lira, Cumhuriyet altını 25 bin 520 lira, tam altın 25 bin 55 lira ve yarım altın 12 bin 528 lira seviyelerinde işlem görüyor. Altın fiyatlarındaki bu hareketlilik, hem döviz kuru dalgalanmalarından hem de jeopolitik risklerden besleniyor.
Döviz kurları da haftaya yükselişle başladı. Dolar/TL, cuma gününü yatay bir seyirle 37,8306 seviyesinden kapatmıştı. Ancak bugün bankalararası piyasanın açılışında yüzde 0,5’lik bir artışla 38,0185 seviyesine yükseldi. Serbest piyasada ise dolar 38,0185 lira, Euro 41,3830 lira ve Sterlin 49,4751 lira seviyelerinden işlem görüyor.
Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması sonrası Türk Lirası üzerinde oluşan baskı, döviz kurlarındaki bu yükselişin temel nedenlerinden biri olarak görülüyor. Ayrıca küresel çapta doların güçlenmesi ve Orta Doğu’daki jeopolitik gerginlikler de döviz fiyatlarını yukarı yönlü etkiliyor. Uzmanlar, piyasalardaki belirsizliğin devam etmesi halinde döviz kurlarındaki volatilitenin artabileceğini öngörüyor.
Borsa İstanbul, geçtiğimiz hafta satış baskısı altında zor günler geçirdi. BIST 100 endeksi, cuma gününü yüzde 7,81’lik kayıpla 9.044,64 puandan tamamlayarak haftayı olumsuz bir şekilde kapattı. Bu sert düşüşte, Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla başlayan siyasi belirsizlik ve piyasalardaki panik havası etkili oldu. Ancak yeni haftaya Borsa İstanbul pozitif bir başlangıç yaptı.
Açığa satış işlemlerinin yasaklanması ve pay geri alım programlarının kolaylaştırılması gibi önlemlerin etkisiyle BIST 100 endeksi, haftaya yüzde 1,35’lik bir artışla 9 bin 167 puandan giriş yaptı. Analistler, bu toparlanmanın kalıcı olup olmayacağının, gün içinde yaşanacak gelişmelere ve ekonomi yönetiminden gelecek açıklamalara bağlı olduğunu belirtiyor.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması, Türkiye’de siyasi ve ekonomik dengeleri sarsan bir gelişme olarak öne çıkıyor. Hafta sonu piyasalar kapalıyken gerçekleşen bu olay, pazartesi günü açılışta döviz kurlarında ve altın fiyatlarında sert yükselişlere neden oldu. Türk Lirası’nda yaşanan değer kaybı, yatırımcıların güvenli liman arayışını artırırken, altın fiyatlarının rekor seviyelere ulaşmasında önemli bir rol oynadı. Borsa İstanbul’daki satış dalgası ise, belirsizlikten kaçan yatırımcıların riskli varlıklardan uzaklaşmasıyla tetiklendi. Ekonomi uzmanları, bu durumun piyasalar üzerindeki etkisinin kısa vadede devam edebileceğini, ancak uzun vadeli sonuçların hükümetin atacağı adımlara bağlı olduğunu ifade ediyor.
Türkiye’de milyonlarca emeklinin merakla beklediği 2025 Ramazan Bayramı ikramiyesi ödeme takvimi, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından resmen duyuruldu. Emeklilere ödenecek 3 bin liralık bayram ikramiyesi, 24 Mart 2025 Pazartesi gününden itibaren hesaplara yatırılmaya başlanacak. Ayrıca, bayram ikramiyesinin 4 bin liraya yükseltilmesine yönelik kanun teklifinin yasalaşması halinde, 1000 liralık fark ödemesi de en kısa sürede emeklilere ulaştırılacak. SGK’nın açıklamasına göre, ödeme takvimi emekli gruplarına göre farklı günlerde gerçekleşecek ve bu süreç Nisan ayına kadar tamamlanacak. İşte emekliler için bayram ikramiyesi ödemelerine dair tüm detaylar!
Ramazan Bayramı’na sayılı günler kala, SGK’dan emeklilere sevindirici bir haber geldi. Kurum, 2025 yılı Ramazan Bayramı ikramiyelerinin 24 Mart Pazartesi gününden itibaren hesaplara yatırılacağını duyurdu.
Şu an için 3 bin lira olarak belirlenen ikramiye tutarı, SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı kapsamındaki emeklilere maaş ödeme günlerine göre dağıtılacak. Ödemeler, bayram öncesi emeklilerin ihtiyaçlarını karşılayabilmesi ve bayramı daha rahat geçirebilmesi amacıyla planlandı. SGK, bu ödemelerin zamanında yapılması için gerekli tüm hazırlıkları tamamladığını belirtti.
Emekli bayram ikramiyesinin 3 bin liradan 4 bin liraya yükseltilmesine yönelik kanun teklifinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) görüşmeleri devam ediyor. SGK, bu teklifin yasalaşarak Resmi Gazete’de yayımlanmasının ardından, 1000 liralık fark tutarını emeklilere en kısa sürede ödeyeceğini açıkladı.
Kurumun resmi açıklamasında, “Bayram ikramiyesi tutarının yükseltilmesine yönelik TBMM’de devam eden kanun çalışmaları yasalaşarak Resmi Gazete’de yayımlanması akabinde en kısa sürede fark tutarlarının ödemesi de gerçekleştirilecektir,” ifadelerine yer verildi. Bu gelişme, emekliler arasında heyecan yaratırken, fark ödemesinin ne zaman yapılacağı merak konusu oldu.
SGK, bayram ikramiyesi ödemelerini emekli gruplarına göre belirli bir takvim doğrultusunda gerçekleştirecek. Ödemeler, emeklilerin maaş alma günlerine göre düzenlendi ve 24 Mart’tan 28 Mart’a kadar tamamlanacak. İşte detaylı ödeme takvimi:
Bu takvim, yaklaşık 16 milyon emeklinin bayram ikramiyesini sorunsuz bir şekilde almasını sağlayacak şekilde hazırlandı. Emekliler, ödemelerin banka hesaplarına yatıp yatmadığını e-Devlet üzerinden veya maaş aldıkları bankaların müşteri hizmetlerinden kontrol edebilecek.
Türkiye’de elektrik ve doğal gaz faturalarında yeni bir dönem başlıyor. 1 Nisan 2025 itibarıyla konut aboneleri, faturalarında devletin sağladığı desteği net bir şekilde görebilecek. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın talimatıyla hayata geçirilen bu düzenleme, hem elektrik hem de doğal gaz faturalarında şeffaflığı artırmayı hedefliyor. Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) ve Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. (BOTAŞ) tarafından yürütülen çalışmalar tamamlanırken, yeni uygulama sadece konut abonelerini kapsayacak. İşte bu önemli değişiklikle ilgili tüm detaylar.
Türkiye genelinde milyonlarca konut abonesini ilgilendiren yeni düzenleme, 1 Nisan 2025’ten itibaren yürürlüğe girecek. Bu tarihten sonra tahakkuk ettirilecek faturalarda, aboneler hem enerjinin gerçek maliyetini hem de devlet tarafından sağlanan destek tutarını ayrı kalemler halinde görebilecek. Faturaların en alt kısmında ise ödenmesi gereken net tutar yer alacak. Bu adım, vatandaşların faturalarını daha iyi anlamasını ve devletin enerji sübvansiyonlarındaki rolünü fark etmesini sağlayacak.
Yeni uygulamayla birlikte faturalarda “hakediş tutarı” ve “devlet desteği tutarı” şeklinde iki ayrı bölüm bulunacak. Hakediş tutarı, enerjinin piyasa koşullarındaki gerçek maliyetini ifade ederken, devlet desteği tutarı ise bu maliyetten devlet tarafından karşılanan kısmı gösterecek. Örneğin, bir abone 100 TL’lik bir elektrik tüketimi yapmışsa ve bunun 60 TL’si devlet tarafından karşılanıyorsa, faturada gerçek maliyet 100 TL, devlet desteği 60 TL ve ödenmesi gereken tutar 40 TL olarak belirtilecek. Bu şeffaf yapı, abonelerin hem tasarruf bilincini artıracak hem de devletin enerji politikalarındaki katkısını gözler önüne serecek.
EPDK ve BOTAŞ tarafından koordine edilen bu düzenleme, yalnızca konut abonelerinin aylık faturalarını kapsayacak. Ticarethane, sanayi ve elektrik üretimi yapan tüketiciler için böyle bir bilgilendirme yapılmayacak. Bu karar, devletin öncelikli olarak hane halkını destekleme politikasını yansıtıyor. Konut dışı aboneler, mevcut faturalandırma sistemiyle devam edecek ve devlet desteğine dair ayrı bir bilgilendirme alamayacak.
Elektrik faturalarında daha önce 1 Şubat 2025 tarihinde devreye alınan kademeli tarife sistemi, yeni düzenlemeyle birlikte daha anlaşılır hale gelecek. Bu sisteme göre, aylık 417 kilovatsaatlik tüketimin altında kalan konut aboneleri devlet desteğinden faydalanabiliyor. Düşük kademede (417 kWh ve altı) devlet desteği yüzde 60 oranında uygulanırken, yüksek kademede (417 kWh üzeri) bu oran yüzde 40’a düşüyor. 417 kilovatsaatin üzerindeki tüketimlerde ise daha önce kaldırılan devlet desteği, yeni fatura düzeniyle açıkça ortaya konacak. Aboneler, tüketim miktarlarına göre ne kadar destek aldıklarını net bir şekilde görebilecek.
Doğal gaz faturalarında ise devlet desteği oranı yüzde 65 seviyesinde uygulanıyor. Bu oran, konut abonelerinin faturalarında önemli bir indirim sağlarken, yeni düzenleme ile destek miktarı da faturada ayrı bir kalem olarak yer alacak. Örneğin, 200 TL’lik bir doğal gaz tüketiminde devletin 130 TL’lik kısmı sübvanse ettiği varsayılırsa, abone faturada gerçek maliyeti 200 TL, devlet desteğini 130 TL ve ödenmesi gereken tutarı 70 TL olarak görecek. Bu uygulama, doğal gazda tasarrufu teşvik etmeyi de amaçlıyor.
Yeni düzenlemenin hayata geçirilmesi için EPDK, elektrik dağıtım şirketlerine gerekli talimatları içeren bir yazı gönderdi. BOTAŞ ise doğal gaz faturalarında aynı şeffaflığı sağlamak için çalışmalarını tamamladı. Her iki kurum da 1 Nisan 2025 tarihine kadar teknik altyapıyı hazır hale getirmek için yoğun bir mesai harcadı. Oluşturulan takvim doğrultusunda, yeni fatura düzeni sorunsuz bir şekilde uygulamaya konulacak.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.